Besançon’daki Hayatımız / La Vie Bisontine

  1. BÖLÜM : YENİ BİR HAYAT / CHAPITRE 1 : PREMIER PAS DANS LA VIE MARIEE

Yine yeni yeniden merhaba hepinize! Bugünkü yazımızda size herkesin çok bilmediği, duymadığı, Fransa’nın en yeşil kenti seçilen (ve de yüzlerce peynir çeşidiyle ünlü Franche-Comté Bölgesi’nin incisi olan) Besançon’u anlatacağız. Bu şehir bizim için çok önemli çünkü New York defterini kapatan nişanlım burada iş buldu, burada ev tuttu ve biz 2017 yılı itibariyle evlilik hayatımıza burada başladık.

Besançon’u benim duymuşluğum vardı ama ne turistik bir şehir ne de bir metropol ! Sadece 120 bin kişi yaşıyor; sessiz sakin, minicik, ormanlarla çevrili, tam benlik bir yer. Tabii eşim burada iş bulduğunu söyleyince çok sevindim; hele bir de tatlı bir ev tuttuk ki Allah nazarlardan korusun! Kem göze şiş tü tü tü tü maşallah! Evlilik hayatına iyi bir başlangıç yaptık. Ben durur muyum, hemen şehri keşfetmeye başladım, keşfettikçe daha çok sevdim. Birkaç fotoğrafla ilk bölüme başlayalım:

Bu iki fotoğrafın tam ortasında durduğumu varsayın. Önce solumu çektim sonra sağımı. Sağımdaki yer 8 Eylül Meydanı. 8 Eylül 1944 günü Besançon, Nazi işgalinden kurtulmuş. Bu kutlu günü anmak için meydana 8 Eylül adı verilmiş. Solumdaki caddenin en sonunda gördüğünüz minik ağaçların arkasında ise bizim evimiz bulunuyor. O ağaçlardan itibaren 10 dakika yürüyerek merkeze varıyorsunuz. (Bu şehrin en büyük avantajı her yere yürüyebilmek. Tramway ve otobüs var ama elinizde ağır poşet/çanta vs. yoksa toplu taşımaya hiç ihtiyacınız yok. Zinde kalıyorsunuz ve yürüdükçe kendinizi daha da sağlıklı hissediyorsunuz)

 

 

 

 

Meydan barlarla dolu, oradan sağa döndüğünüzde ise Grande Rue yani Büyük Cadde’ye çıkıyorsunuz -ki burası mağazalarla dolu bir cadde. Elbette benim en sevdiğim nokta. Hele hava güzelse evde duramıyorum, akşamüstü hemen buraya geliyorum mini bir alışverişten sonra bir bara/kafeye atıyorum kendimi. Bir kadeh bir şey içip eve öyle geliyorum. Yemeği hazırla, evi topla derken eşim işten dönüyor 🙂

Burası Place de Révolution yani Devrim Meydanı. Ancak bu meydan 1789 Devrimi’ne mi yoksa 1830 Devrimi’ne mi adanmış şu an çıkaramadım; onu da siz Google’a sorun 🙂 Malum, Fransa’da devrim çok…

fotoğraf 3

Haritadan da göreceğiniz gibi Besançon şehri bir menderes içine inşa edilmiş. Nehrin adı Doubs Nehri. Bu botlar sizi bizim evin oradan alıyor. 1 saatte nehir turu atıyorsunuz, tüm şehrin çevresini geziyorsunuz. 12 yaş üstü herkese kişi başı 12 Euro. Günde sadece 4 sefer yapıyorlar ve sadece Mayıs-Ekim ayları arası bot seferleri oluyor. Ben buraların kışın cansız halini de bildiğim için nehrin cıvıl cıvıl ve insan dolu olduğunu görmek bana mutluluk veriyor 🙂

fotoğraf 5

Besançon’da 6. ayımızı tamamladık. Şimdiden çok fotoğraf ve anımız var paylaşacak. Yakında Görüşmek üzere hoşçakalın!

BONUS: Evimizin en önemli dekorasyon objelerinden biri Niagara’dan 🙂

IMG_0365

 

 

 

3 Comments »

Leave a comment