New York Günlükleri / Les Journaux de New York

BÖLÜM 4 : NEW YORK MANZARALARI / CHAPITRE 4 : LES PAYSAGES DE NEW YORK

Merhaba herkese! Bugün New York’un 4. bölümünde şehre biraz tepeden bakacağız çünkü New York’a gitmişken Dünya Ticaret Merkezi’ne gitmemek olmaz 🙂

Bonjour, bonjour et bonjour à tous 🙂 cette fois-ci, un chapitre un peu spécial consacré à la hauteur…

New York’ta yürürken başınızı ister istemez hep göğe kaldırıyorsunuz. Çünkü özellikle Manhattan’ın güneyine ilerledikçe etrafınızı gökdelenler kaplıyor ve siz ister binaların yüksekliklerine bakmak için ister daraldığınız ve nefes almak istediğiniz için göğe dikiyorsunuz gözünüzü. Şahsen 6 ay boyunca “şehri bir de yukarıdan görsem” dedim durdum; niyetim helikopter hizmetinden faydalanıp tur atmaktı ve şehrin yukarıdan fotoğrafını çekmekti ancak Nyonair tur şirketi çok fazla ücret karşılığında sizi çok kısa süre gezdiriyor ve buna değmeyeceğine karar verdim. Ancak biz helikopterle olmasa bile şehri yukarıdan görme fırsatı yakaladık hem de 2 kez: önce Dünya Ticaret Merkezi’nden sonra Empire State Binası’ndan. (biliyorsunuz zaten Empire State biletlerimiz hazırdı 🙂 )

Quand on découvre New York pour la première fois, il est vrai que l’on a tendance à marcher avec la tête constamment tournée vers le ciel… Cette ville est une véritable invitation à se hisser jusqu’aux nuages : elle regorge de points d’observation exceptionnels, à commencer par le One World Trade Center. Bâtie en face du Mémorial du 11 Septembre, elle est aujourd’hui la plus grande tour new-yorkaise, et offre une vue sans égale sur les grands sites touristiques : la Statue de la Liberté, le Pont de Brooklyn, Times Square, l’Empire State Building

O gün Dünya Ticaret Merkezi’ne gidiyor olduğumuzu binayı görene kadar bilmiyordum çünkü sevgilim sürpriz yapmıştı. Metronun daha önce kullanmadığımız bir hattına binince kafam iyice karışmıştı. 🙂 Çok geçmeden anladım nerede olduğumuzu; inanın ortamın maneviyatına o anda kapıldım ve hüznün ortasında buldum kendimi. 2001 yılındaki katliamın izleri ve kayıpların hatırası yaşatılıyor hala. Eski ikiz kulelerin anıtlarını ziyaret ettikten sonra yeni yapılan tek ticaret merkezine girdik. Girişte üst düzey güvenlik önlemleri var. Asansöre bindik, 2 dakika geçmeden 101’inci kattaydık bile! Ancak o iki dakikada bile bizi büyüleyen bir mini-film vardı asansörde: Avrupalı’nın ilk ayak basışından bugüne dek Manhattan’ın gelişimini (veya “betonla kaplanışını” mı demeliyim?) kronolojik olarak izledik. Asansörden inişte beyaz perdede kısa bir film daha izledik ticaret merkezini anlatan sonra bir anda perde kalkmaya başladı. Büyülenmek ne demek o an anladım sanırım. Karşımızda muhteşem Manhattan manzarası vardı. İşte o manzaradan birkaç kare: (360 derece gözlem salonundan sadece 3 fotoğraf koyabiliyoruz. Blogtaki GB hakkımızı ekonomik kullanmaya çalışıyoruz 🙂 )

Dès votre entrée dans la tour, vous serez immergé dans son histoire, marquée par les attentats du 11 septembre, et relatée dans des témoignages vidéos forts en émotions… Puis, c’est le moment de prendre l’ascenseur : un moment très spécial, car une mise en scène particulièrement bien réalisée nous fait voir l’évolution de New York, de ses débuts jusqu’à nos jours… Puis nous n’en dirons pas davantage, car une surprise vous attend au sommet ! Voici quelques photos de ce que nous pouvons admirer au sommet 🙂 avec le soleil couchant, c’est encore plus beau !

fotoğraf 37fotoğraf 45

Sevgilim öyle iyi planlamış ki sürprizi, tam günbatımına denk geldik. Tabii sonra her zamanki gibi hediye dükkanından anılar aldık ve One Dine Restaurant‘da gece manzarası eşliğinde yemek yedik (garson da Türk çıkmasın mı! Benim yanımda üstünde Türkçe yazılar olan bir dosya vardı, onu masaya koymuşum; garson da hemen Türk olduğunu belli etti)

Ah, et un conseil : pour passer un moment encore plus romantique, allez manger un morceau au One Dine au 101è étage. Ce restaurant, situé au dessus du pont d’observation, est le parfait endroit pour profiter de la vue. Et quand la nuit tombe, New York allume toutes ses lumières ! Aucun mot ne peut décrire ce que l’on vit ! C’est tout simplement magique 🙂

fotoğraf 54

Bu anıtlar benim içime çok dokundu. Sanki o 3000 kişinin ruhu hala geziyor alanda. Anıtların yanında “lütfen isimlere dokununuz” yazması beni ayrıca etkiledi. Dokuna dokuna hepsine dua etmeye çalıştım. Orada 11 Eylül katliamını fotoğraflarla anlatan bir müze de yapılmış fakat ben daha kötü etkilenmemek için girmemeyi tercih ettim.

Moment de recueillement au Mémorial du 11 Septembre… Un site solennel, très émouvant, et qui rend un très bel hommage aux victimes de ce jour tragique. Un musée a récemment ouvert ses portes, mais nous ne l’avons pas encore visité.

fotoğraf 3 (1)

Evet şimdi geldik Empire State gecemize. Tek kelimeyle harika bir gece geçirdik. Hava biz aşağıdayken gayet iyiydi ama 86. kattaki gözlem terasına çıkınca çok üşüdük 🙂 Bakar mısınız Chrysler Building‘in güzelliğine! (sağda, üstünden şırıl şırıl ışık akan bina) Bence Empire State, Chrysler Building’i izlemek için bile yapılmış olabilir! Bu bina New York’un “güzel kızı” benim için.

Cette photo a été prise au sommet de l’Empire State Building : elle nous montre une vue aérienne et rapprochée de Midtown, que nous ne pouvions pas aussi bien voir du haut de One World Trade Center. D’ailleurs, il y a ici la possibilité de sortir et d’admirer la vue en plein air ! Parmi les autres points d’observation intéressants figurent le Rockfeller Center 🙂

fotoğraf 1

Chrysler Building’i o kadar seviyorum ki daha yakınından da fotoğrafını çektim bir gün 🙂 (fotoğrafta ayrıca Grand Central Station‘ı da görüyorsunuz)

Les photos qui suivent résument bien ce sentiment que l’on a quand on se promène à New York… La tête levée, le regard absorbé par la hauteur vertigineuse des immeubles comme le Chrysler Building 🙂

fotoğraf (1)

Benim için New York’ta Central Park’tan sonraki ikinci en güzel yer Columbus Circle (Columbus Meydanı)! Hazır yere inmişken oradan da bahsedelim 🙂 Buradan yürüyerek 5-6 dakikada Times Square‘de olabiliyorsunuz. Ayrıca en pahalı mağazaların olduğu Times Warner Center AVM’ye de uğrayabilirsiniz 🙂

Photo prise de l’un de nos endroits préférés : Columbus Circle, au carrefour de Central Park South et Broadway, la célèbre avenue qui s’engouffre à droite de la photo 🙂 un peu plus à droite se trouve le Time Warner Center, un centre commercial de plusieurs étages où se trouvent de nombreux magasins comme Michael Kors, Swarovsky… Un lieu tout simplement immanquable !

fotoğraf 11

Sizi şimdi Columbus Circle’dan aldık hooop Manhattan’ın güneyindeki Zafer Takı’na getirdik! Daha önceki bölümlerde anlattığımız Belvedere Castle gibi bu tak da bana Amerika’nın ‘yeni Avrupa’ olma hevesini düşündürüyor. Çünkü bu takı bir Avrupa şehrinde görmek daha mantıklı sanki. Amerika, sen dünyayı yönetiyor olabilirsin ama Avrupa olamazsın 🙂 Iddiamı destekleyen küçük bir anekdot: ABD’de birçok şehrin ismi Avrupa’dan devşirme; New York, Atina, Manchester, Montgomery ve onlarcası..

Voici Washington Square, facilement reconnaissable par sa grande arche dédiée à Georges Washington, le premier président des Etats-Unis d’Amérique.

fotoğraf 4 (4)

Bugünkü bölümümüzü daha önceki yazıda bahsi geçen Metropolitan Sanat Müzesi ile bitiriyoruz. Bu müzeden o kadar çok fotoğraf çektik ki malesef hepsini koymamız mümkün değil. En önemlilerini koymaya çalıştık. Örneğin bu fotoğrafta Mısır Devleti tarafından ABD’ye hediye edilen antik Dandur Tapınağı‘nı görüyorsunuz. Müzede yelpaze çok geniş: 18. yüzyıl ressamlarının veya çağdaş ressamların eserlerinden, Fransız krallarının yatak odalarının repliklerine kadar, değerine paha biçilemez biblolardan antik Yunan heykellerine kadar her şey var! Muhteşem bir müze!

On termine avec le Metropolitan Museum of Art, pour ne pas oublier que New York, du haut de ses immeubles, est aussi une grande ville culturelle où l’on peut aussi voyager à travers le monde 🙂 sur cette photo figure un site historique venu tout droit d’Egypte, le Temple of Dendur. Il est possible de visiter son intérieur, ce qui nous plonge littéralement dans l’histoire de l’Egypte ancienne !

fotoğraf 50

Müzenin butiğinde gerçekleri kadar olmasa da çok gösterişli ve pahada hafif 🙂 biblolar bulmak mümkün. Ayrıca çok şık fularlar, saatler (ki bir tanesi bana sevgilimden hediye geldi), okuma gözlükleri, haritalar ve eski zamanlara ait kitaplar bulabilirsiniz. Mesela şu komik kitap gibi 🙂

On trouve une grande variété de choses dans la boutique du musée… Même des livres de conseil, comme celui-ci intitulé “Don’ts for Wives”. Il existe également l’équivalent pour les “Husbands”, mais bon, nous on n’en a pas besoin… pas vrai ?

fotoğraf 8

Şimdilik bu kadar sevgili okuyucularımız! New York’un son bölümünde görüşünceye dek kendinize iyi bakın!

C’est tout pour le moment les Amis 🙂 à bientôt pour de nouvelles aventures !

1 Comment »

  1. Magique…et c’est peu de le dire!
    Merci de nous faire revivre les moments inoubliables passés dans cette ville incroyable !Et rêver d’y revenir encore et encore…!
    With love ! ❤ ❤ ❤

    Like

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s