Bonjour les amis 🙂 on espère que tout va bien pour vous… En ce beau mois de juillet, nous avons souhaité vous parler d’une ville absolument magnifique que nous avions visité un beau jour de juillet 2015 : Bruges ! Située en Belgique, à plus d’une heure de train de la capitale qui part de la station Bruxelles-Midi, cette charmante ville réserve bien des surprises, et offre un cadre de vie digne d’un conte de fées ! Suivez-nous : c’est parti ! 🙂

Herkese merhaba! Küçük bir aranın ardından yeniden birlikteyiz. Bugün size sevgilimle 2015 yılının bir Temmuz günü gittiğimiz Brugge’ü anlatacağız. Zira ben Brüksel’de 6 aylık stajımı tamamlamıştım, o da New York’taki stajını tamamlamıştı ve beni Brüksel’e ziyarete geldi.  Brugge’e günübirlik gitmeden olmazdı. Bruxelles-midi tren garından 1 saatte Brugge’e gelmiştik bile!

Il faut tout d’abord savoir que, contrairement à Bruxelles, Bruges est une ville majoritairement flamande et non-francophone. En revanche, si vous parlez anglais, vous pouvez aisément profiter de votre visite : en effet, la plupart des gens maîtrise la langue de Shakespeare 🙂

Öncelikle Fransızca ve/veya İngilizce bilenler unutmamalı ki burası bir Flaman şehri yani 3 resmi ana dili olan Belçika’da olmanıza rağmen burada sadece Flemenkçe konuşuluyor. En önemli turizm şehirlerinden biri olduğu için Brugge’de esnafın çoğu İngilizce konuşuyor.

Première étape : Grote markt, la place principale de Bruges, où l’on trouve notamment le magnifique Beffroi de Bruges, qui domine les alentours du haut de ses 83 mètres, des restaurants, des bars, ainsi que l’Historium, un superbe musée qui nous plonge dans le Bruges du XVe siècle, sur les traces de l’apprenti du peintre flamand Jan Van Eycke, grand artiste à qui l’on doit entre autres le tableau Les époux Arnolfini. A faire à tout prix !

İlk durağımız elbette Büyük Meydan yani Grote Markt oldu. Ünlü Çan Kulesi, Historium Müzesi gibi en önemli yapılar bu meydanda; ayrıca pazar burada kuruluyor ve şehrin en güzel bar ve restoranları da burada. Gençler daha çok Quick gibi fastfood restoranlarını tercih ediyor. Biz kendimizi arada görmüş olacağız ki hem Quick’te karnımızı doyurduk hem de bir barda Belçika birası içtik 🙂

Ci-dessus : le majestueux Beffroi de Bruges, inscrit au patrimoine mondial de l’UNESCO 🙂 / Bu fotoğrafta UNESCO Dünya Mirasları listesi’ne de giren çan kulesini görüyorsunuz- en azından yarısını 🙂 Brugge’ün kendisinin de bu listede olduğunu hatırlatalım.

Ci-dessus : le Beffroi n’est certes pas aussi grand que, disons, la Tour Eiffel… N’empêche qu’il reste très impressionnant, surtout quand on se trouve à ses pieds 🙂 / 83 metrelik boyuyla çan kulesi elbette bir Eyfel Kulesi değil; yine de meydanda tüm heybetiyle duruyor. Hele ki en yakınına gelip başınızı kaldırdığınızda gücünü görüyorsunuz 🙂

Ci-dessus : Une vue de Grote Markt, où se trouve à gauche l’Historium / Yine Grote Markt’tan bir fotoğraf. En köşede Historium duruyor.

Ci-dessus : Une autre vue de la place, où l’on aperçoit une série de maisons colorées et aussi charmantes les unes que les autres 🙂 / Bu evlerin rengarenk oluşu küçük şehirlerde insanların her zaman daha mutlu ve pozitif olduğunu yeniden düşündürüyor bana.

Ci-dessus : Vue sur la place depuis le balcon de l’Historium 🙂 / Historium terasından bir manzara

Ci-dessus : Et puisqu’on parle de l’Historium , voici un petit aperçu 🙂 nous ne montrerons rien d’autre pour garder la surprise 😉 / Historium’un karanlık olmayan nadir salonlarından biri. Zaten bu tablonun olduğu yer anı dükkanıydı. Ben de fırsattan istifade bir fotoğraf çekmiştim.

Historium müzesine ücreti çok uygun olmamasına rağmen meraktan girdik. 15-16. yüzyılda Brugge’ün Avrupa’nın en önemli borsa ve ticaret merkezi olduğu dönemde yaşandığı farzedilen bir hikayenin canlandırıldığı bir video izliyorsunuz. Daha sonra korku tünellerine benzeyen karanlık koridorlardan geçip yine dönemin dekorasyonuna göre hazırlanmış odaları ve eşyayı görüyorsunuz. Bana kalırsa müzenin en önemli kısmı terasıydı çünkü Grote Markt’ı 180 derece görebiliyorsunuz.

Il existe également une autre place très importante à Bruges, appelée la Place de Burg 🙂 c’est là où se dressent l’Hôtel de Ville, ainsi que tous les bâtiments administratifs. Elle reste un endroit très agréable et tout aussi beau que le reste de la ville 🙂

Şehrin ikinci en önemli meydanı Burg Meydanı zira Belediye Binası’ndan Bölge Mahkkemesi’ne kadar tüm hükümet binaları burada. Meydandaki mini amfi tiyatro ortamını sağlayan sandalyelere oturup soluklandık ve binaları inceledik. Böylesi özenli ve süslü binalar ancak Avrupa’da olurdu zaten.

Ci-dessus : le fameux Hôtel de Ville 🙂 / Belediye Binası

Ci-dessus : Nous nous étions assis un instant sur des sièges installés en face de l’Hôtel de Ville… avant de retourner à Grote Markt pour manger chez le gentil Quick 🙂 / Burada soluklandıktan sonra yemek yemeye gitmiştik 🙂 Bu meydanda konserler de organize ediliyor.

C’est tout pour le moment : à très vite les amis 🙂

Brugge’de bunların dışında sandal turu atabilir, Minnewater Parkı’nı gezebilir, hatta seyahatinizi denk getirirseniz şehrin meşhur müzik festivallerine katılabilirsiniz. Şimdilik bizden bu kadar. Görüşmek üzere hoşçakalın!