Disneyland’da Yılbaşı / Le Nouvel An 2018
Hepinize merhaba 🙂 Biraz geç de olsa sözümüzü tutuyoruz ve size yılbaşı eğlencemizi anlatmaya başlıyoruz. Noel’de (25 Aralık) eşimin ailesinin evine gitmek kısmet olmadı ve biz de onları kırmamak için yılbaşını ailece geçirmeye karar verdik. Onlar birçok sefer yaptıkları gibi yine Paris’teki Disneyland’da yeni yıla gireceklerdi ve biz derhal bu plana dahil olduk 🙂
(Anlatmaya başlamadan önce eşimin kendi ana dilinde yazdıklarını mot-à-mot çevirmeyeceğimi ve yeri geldiğinde onun bahsetmediği şeylerden bahsedeceğimi kimi zaman olumsuz eleştiriler yapacağımı belirtmek durumundayım. Elbette onun yazdıkları da seyahatimizi aktarmak açısından önemli; lisanı olan okusun:) Zaten dil bilmenin avantajı bu değil mi? Türkçe bilmeyen biri benim yazdıklarımdan Fransızca bilmeyen biri de eşimin yazdıklarından mahrum kalacak. Bizim blogumuzun özelliği de bu 😉 )
Hello les amis 🙂 comment allez-vous ? Aujourd’hui, nous allons vous parler un peu de notre fin d’année 2017… et du Nouvel An 2018 🙂
Yılbaşından önceki 2 günü (29 ve 30 aralık) Colmar’da geçirmeye karar verdik. Geçen ağustos ayında kaldığımız otelde yer ayırttık. (Ben bu sefer otelden pek memnun kalmadım çünkü sunulan hizmetin kalitesinde belirgin bir düşüş vardı.) Eşim Colmar’ın Noel atmosferini de görmemi istiyordu iyi ki ısrar etmiş gerçekten de Colmar Noel’de harika! Bence Colmar her mevsim çok çok güzel bir şehir! Noel pazarının Avrupa çapında meşhur olması da boşuna değilmiş. (Ne yazık ki her fotoğrafı burada paylaşamıyorum MB sınırı olduğu için, bu yüzden sizi @heartytrips instagram sayfamıza davet ediyorum.)
Nous avons tout d’abord passé quelques jours dans un des grands lieux du romantisme : Colmar, ville d’Alsace qui est rapidement devenue notre petite escapade amoureuse ! Nous avions déjà parlé de notre visite en août 2017… mais pour cette fois-ci, il y a des nouvelles choses à vous raconter. Car, si Colmar est si réputée en hiver, c’est pour deux raisons principales.
Noel pazarında insan aklını kaybediyor her şeyi satın almak, evinize götürmek ve sevdiklerinize hediye vermek istiyorsunuz ancak bu ne yazık ki mümkün olamıyor. Bu yüzden paramızı dekoratif ürünlere değil yeme-içme ve eğlenceye yatırdık 🙂 Geçen ağustostaki seyahatimizde beğendiğimiz restoranlara sadık kaldık ve sıcak şarabımızı içtik, lezzetli yemekler ve pastalar yedik. 🙂 Mide fesatı geçiriyorduk az kalsın 🙂
La première, c’est son célébrissime marché de Noël qui, reconnaissons-le, est juste magnifique… Présent dans de nombreuses rues de la ville, le marché est composé de charmantes petites maisonnettes où l’on peut acheter tant de choses si typiques de l’Alsace : décorations, et bien sûr pâtisseries et autres délices gastronomiques. Au cours de notre promenade, nous nous sommes arrêtés au café Jupiler, situé devant la magnifique Cathédrale, où nous avons pris un délicieux vin chaud à l’orange.
Bu biraz klişe olacak ancak şehrin dekorasyonuna bayıldım. Kim bayılmaz ki zaten? Colmar’ın Noel vaktinde (kasım sonlarından 31 Aralık’a kadar) cazibe merkezi olması için ve turizm sektöründe parlaması için elden gelen ne varsa yapılmış.
La deuxième, c’est la manière dont le centre ville est décoré… Un véritable village de conte de fée ! La beauté des maisons est tout simplement unique, et nous fait plonger dans un univers plein de lumières et de couleurs… En somme, une expérience inoubliable !
Seyahatimizde yaptığımız 2 önemli aktivite buz pateni yapmak ve Unterlinden müzesini ziyaret etmekti. Eşimle ilk kez New York’taki (Central park’taki) Trump buz paten alanında paten kaymıştık ve çok eğlenmiştik 🙂 Yaklaşık 2 sene sonra tekrar kısmet oldu ama unutmuşuz kaymayı baştan öğrendik ama 20 dakika sürüyor hatırlamak. Dengenizi bulunca kenarlara ürkek ürkek tutunmayı bırakıp kendinizi birden paten pistinin ortasında buluyorsunuz. Unterlinden müzesi ise Colmar’da bulunan birçok müzeden biri; keşke hepsini görebilseydik ancak ne naktimiz ne de vaktimiz vardı. Unterlinden tek kelimeyle harika bir sanat müzesi. Mutlaka tavsiye ederim.
Mais l’événement le plus marquant de notre passage à Colmar, c’est sûrement notre balade sur la patinoire de la Place Rapp, où nous nous sommes beaucoup amusés 🙂 et tout en essayant de ne pas tomber, nous nous sommes rappelés nos propres aventures sur la patinoire de Central Park à New York où, là-aussi, nous avons gardé de merveilleux souvenirs 🙂
Takvimler 31 Aralık’ı gösterdiğinde biz erkenden Marne la Vallée (Disneyland’daki metro durağı ve tren istasyonu) trenine binmiştik bile. Asıl eğlence şimdi başlıyordu 🙂
Et le Nouvel An nous direz-vous ? Eh bien, nous ne l’avons pas passé à Colmar… mais à Disneyland Paris, où nous avions été invités par la famille 🙂 c’était notre première visite ensemble ! Quel séjour 🙂
Eşimin ailesinin ayarladığı Hotel New York 4 yıldızlı efsane bir oteldi. Disneyland’a daha önce gidenler bilir: Park alanı bir çember şeklindedir. O çemberin dışını çevreleyen diğer çemberde de oteller bulunur ve otelden yürüyerek 10 dakikada park alanına varırsınız. Biz vardığımızda eşimin ailesi de çoktan varmıştı ve bavullarımızı bıraktığımız gibi maaile parkın yolunu tutuk. VIP biletlerimiz sayesinde birçok oyunda sıra beklemedik. Kışın Disney’e gidiyorsanız VIP bilet almanızı tavsiye ederim çünkü Disney’e gidilecek en kötü mevsim kış mevsimi 🙂 Vallahi de tillahi de kimse beni bir daha kışın Disney’e götüremez 🙂 olsun yine de her şey çok güzeldi, ailemiz mutluluğumuz, rahatımız için her şeyi düşünmüştü. İlk gün için yeterince yorulmuştuk üstelik gece yılbaşı eğlencesi vardı. Her kes dinlenmek ve geceye hazırlanmak üzere odalarına çekildi !!!
Nous sommes restés deux nuits à l’Hôtel New York (oui, cette ville est toujours dans nos cœurs, vous l’aurez bien compris :D). C’est là aussi où nous avons passé le réveillon de la Saint Sylvestre : au programme, buffet à volonté (franchement délicieux), danse sur une piste installée à l’entrée de l’hôtel… et feux d’artifice majestueux pour accueillir la nouvelle année !
Şu kadarını söyleyebilirim hayatımın en güzel yılbaşı eğlencesiydi. Yemekler harikaydı, müzikler harikaydı (tabii sadece Disney filmlerinin şarkıları söylendi ve performans müthişti) gece otelin diskosundaki DJ performansı müthişti. Sabaha karşı kendimi yatağa attığımda dans etmekten her yerim ağrıyordu ama değdi !! Disney’deki ikinci günümüz malesef benim açımdan çok iyi geçmedi çünkü rahatsızlandım ve dolayısıyla eşim benimle kalmak zorunda kaldı ailesiyle vakit geçiremedi. Günün sonuna doğru kendimi daha iyi hissediyordum bu yüzden az da olsa parkın tadını çıkarabildik. Akşam da yine parkın içindeki hoş bir restoran da ailecek yemek yedik. Hem yılbaşı gecesi hem de 1 ocak gecesi gördüğüm (aslında her akşam Disney’de olan bir etkinlik) havai fişek gösterisi beni rahatsız etti. Hatta bir yerden sonra bu ideal dünya senaryosundan büsbütün rahatsızlık duymaya başladım. Dünyanın her yerinde özellikle Afrika’Da suya besine ulaşamayan çocuklar varken maddi gücü yeterli olan ailelerin çocukları burada lüks ve zevk içinde büyüyor. Bir gecelik havai fişek gösterisinin maliyeti bile açlık çeken çocuklara gönderilse en az 10 çocuk o gece tok uyur. Disney’deki son akşamımda bunları düşünerek ertesi gün parktan ayrılacak olmama şükrettim. Muhtemelen bir daha gelmem. Bu aşırı tüketim ve çocuklar arasındaki eşitsizlik beni sarstı.
Le jour suivant, nous avons bien sûr profité des deux parcs en famille et en amoureux… Nous avons visité le futur (sous la pluie) à bord des petites voitures d’Autopia ; replongé dans le passé à bord des trains fous de Big Thunder Mountain ; visité le monde merveilleux des contes si bien racontés par Mr. Disney… et, bien sûr, nous nous sommes immergés dans le monde du cinéma au Parc des Walt Disney Studios 🙂
Üçüncü ve son günümüzde (2 ocak) ben gayet iyiydim fakat bu sefer eşimin ateşi çıktı ama o kimsenin moralini bozmak istemeyen kendinden çok başklarını düşünen biri olduğu için belli etmek istemedi ve biz parkta eğlenmeye devam ettik. Akşamüstü eşimin ailesi Disney’den ayrıldı ve evlerine döndü. Biz de akşam saatlerinde trene binerek Besançon’daki evimizin yolunu tuttuk.
Pour nous restaurer, nous sommes allés dans des restaurants différents et vraiment top : Hakuna Matata, fast-food sorti tout droit du film Le Roi Lion (et pour le coup, “pas de soucis” à propos de la nourriture car c’était très bon) ; l’Agrabah Café, du nom du sultanat tiré du film Aladdin… Et mon préféré, le café Hyperion, où les convives peuvent assister à des spectacles parfaitement exécutés 🙂 N’oublions pas non plus Disney Village, situé entre l’Hôtel New York et les deux parcs, où restaurants, bars et boutiques nous tendent leurs bras 🙂 voici un autre endroit à ne pas manquer à Disneyland…
2019 yılına nerede gireceğimize karar vermedik henüz. Ama bildiğimiz bir şey var ki her seyahatimizi olduğu gibi onu da burada paylaşacağız. Tabii yeni yıldan önce daha çooook yer görürüz. (örneğin yaz tatili planlarımızın şimdiden hazır olduğunu söyleyebilirim) Yeni maceraya kadar şimdilik hoşçakalın!!!
Où serons-nous au prochain Nouvel An ? Mystère… Nous n’avons pas encore décidé. Mais nous ne manquerons pas de vous raconter notre nouvelle expérience à l’occasion d’un futur post 🙂 à bientôt les amis !
Harika
LikeLike
mükemmel
LikeLike