Fransa’da Hayatta Kalma Kılavuzu- IV

Merhaba! Yeni yıldan önce içimden geldi; bir yazı daha koyayım dedim. Çok işinize yarayacağını tahmin ediyorum.

5) FRANSA’DA EV KİRALAMA

Ev kiralayacaklar varsa aranızda sizin için önemli birçok nokta var: Öncelikle Fransa’da yasa gereği, kiralayacağınız evin kirasının en az üç katı geliriniz olması ve bunu kanıtlayabilmeniz gerekiyor. Diyelim ki ayda 2700€ kazanıyorsunuz; bu durumda en fazla 900€ kirası olan bir ev tutabilirsiniz. Eğer bu şartı karşılamıyorsanız evi size gezdirmiyorlar bile; çünkü telefonda maaşınızı soruyorlar hemen. (En kötü ihtimalle, kefilinizin aylık gelirinin kiranın üç katı olması gerekiyor)

İkinci nokta; evi tuttuktan sonra ya ev sahibiyle ya da emlakçıyla evde mutlaka état des lieux yapılır. Bu işlem 1 saat kadar sürebilir çünkü evin en küçük noktasına kadar bütün defolarını tespit etmek ve not etmek gerekiyor. Böylece sizin evi emanet almanızla evden taşındığınız süre içindeki tüm farklılıklar belli olur ve siz sorumlu olmadığınız bir defoyu ödemek zorunda kalmazsınız. Bunun için aynı état des lieux, taşınmadan önce de gerçekleştirilir. Alınan notların bir fotokopisi size verilecektir. (Ör: Çivi çakarsanız deliği en kusursuz şekilde kapattırmanız veya kapatmanız gerekiyor evi terk etmeden önce. Deliği öyle bırakırsanız nasılsa banka hesabınızdan ücreti kesilir.)

Siz evde kiracıyken meydana gelecek tüm sorunları ev sahibi karşılar (şofbenin bozulması vs) Bu sizin yasal hakkınız; eğer olur da ödemek istemeyen bir ev sahibine denk gelirseniz derhal karşı çıkın. Eğer siz evde yeni bir işlem yapmak istiyorsanız bunu siz ödersiniz (kiranızdan da düşülmez).

Evi tutarken genelde iki kira ödenir. İkinci kirayı evden ayrılırken geri alacaksınız unutmayın. Eğer emlakçı parayı göndermezse darlayın onları ve mutlaka ödetin.

Fransa’daki ev tasviri sistemi Türkiye’deki gibi değil. Biz Türkiye’de 2+1 veya 3+1 deriz. Fransa’da ise T3, T4 veya 3 pièces, 4 pièces diyoruz. T3, evde 3 göz bulunduğu anlamına geliyor. Mutfak salonda olabilir, ayrı bir odada olması garanti değildir. 4 pièces, 4 göz demektir. Yüksek ihtimalle mutfak ayrıdır ve 2 oda 1 salon vardır. Bunun yanında evin metrekaresi mutlaka belirtilir. Kiler, garaj, mahzen, giyinme odası, portmanto ve çatı katındaki eşya saklama alanınızın olup olmadığı da yazar. İkinci evimizde bunların hepsi var mesela; ilk evimiz pek küçüktü. Evin krokisini de talep edersiniz. Böylece banyo ve tuvalet hakkında da bilgi sahibi olursunuz.

Üçüncüsü; evler genelde teşekküllü oluyor (en azından benim yaşadığım evler öyleydi); bu özellikle mutfak için önemli. Fırın, ocak, buzdolabı, bulaşık makinesi, aspiratör her şey vardı ilk evimizde. Sonraki evimiz için (şimdiki evimiz yani) bulaşık makinesi ve buzdolabı almıştık mesela. (Bir sonraki evimizde bulaşık makinesi ve buzdolabı olursa ne yapacağımızı bilmiyorum açıkçası… herhalde satmak zorunda kalacağız.) Hatta evlerde gardroplar veya gömme dolaplar bile oluyor ve bence bu harika bir olay!

Dördüncüsü; evden taşınacaksanız bunu üç ay önceden emlakçıya veya ev sahibine haber vermek zorundasınız. Emlakçı sizin muhatabınız ise ev sahibi bir hayalet gibi davranıyor. Eve dair her sorununuzu ve sorunuzu emlakçıyla konuşacaksınız. O, aracılık yapacak. (eğer iş gereği şehir değiştirmek zorunda kalırsanız bu süre 1 aya inebiliyor.)

Akşam 10’dan itibaren makine çalıştıramaz veya herhangi bir gürültü yapamazsınız. Bu, en fazla akşam 11’e kadar esneklik gösterebilir. Pazar sabahları da sakinlik beklenir. (Balkonda mangal yapamayacağınızı, halı silkeleyemeyeceğinizi söylememe gerek yok sanırım?)

Beşincisi; apartman giderlerinin nasıl ödeneceği evden eve farklı olabilir. Örneğin biz apartman aidatını, ısınmayı ve suyu, kiranın içinde ödüyoruz. Sadece elektriği harici olarak ödüyoruz. [Edf ile ayda 80€ elektrik giderini fixlemiştik. Yıl sonunda açık olursa hesabınızdan çekiliyor. Eğer fazlalık varsa Edf (elektrik idaresi) size iade ediyor.]

Size şöyle güzel bir bilgi daha vereyim… Fransa’da heure creuse diye bir şey var. Yani elektrik ücretinin daha az olduğu bir saat aralığı. Mesela bizim için bu, akşam 8-sabah 4 arasına denk geliyor. Siz istediğiniz gibi heure creuse‘ünüzü seçebilirsiniz. Bu saat aralığında bulaşık/çamaşır makinesi çalıştırırsanız daha az elektrik ücreti ödersiniz. Tabii bir apartmanda yaşıyorsanız akşam 10’dan sonra gürültü yapmak yasak. O yüzden 20-22 saatleri arasında makinelerinizi çalıştırabilirisiniz.

Fransa’da geleneksel olarak her apartman binasının avlusu vardır. O avlular genelde bahçe, oyun alanı veya (çoğunlukla) otopark olarak tasarlanmıştır. Sakinler dışında kimse giremez. Bir yerden bir yere giderken avlular yüzünden binanın etrafından tur atmak zorunda kalırsınız. Benimki gibi Türk mantığı için yorucu bir şey bu. Ben istiyorum ki hipotenüsten geçip yolumu kısaltayım ama şehir planlaması buna izin vermiyor. Hayati bir sorun değil elbette ama gıcık eden bir detay.

Son olarak: Apartmanın otoparkı ise olabilir veya olmayabilir. Var ise ücretli olabilir, ücretsiz olabilir. Biz ücret ödemiyoruz mesela ama başka bir yerde kira haricinde aylık ücret ödemek gerekebilir. Ayrıca apartmanların ücretsiz otoparklarında yeriniz size özel olabilir veya olmayabilir. Yerinizin garanti olmasını isterseniz aylık ücretli yer tutmak zorunda kalırsınız. Örneğin bizim otoparkımızda yerler kişiye özel değil ve maalesef otopark kapısının anahtarını bir şekilde edinen herkes otoparkımıza girebiliyor ve bize yer kalmayabiliyor… (müstakil ev tutarsanız park sorununuz olmaz) Bazı kişiler arabaları yoksa garajlarını kiralıyorlar ve ilan veriyorlar. Onlar için ek gelir oluyor. Size yakın oturan böyle birini bulursanız onun garajını kiralayabilirsiniz. Şu detayı unutmayın: bir apartman binasının garaj yerlerinin olması daireyle beraber garaj yerinin de size ait olacağı anlamına gelmez. Daire satın alabilir veya kiralayabilirsiniz ama belki de garaj başkasına kiralanmıştır. Ve siz arabanızı bambaşka bir yere park etmek zorunda kalabilirsiniz. Bunu emlakçınıza veya ev sahibine sormalısınız.

Hatırlatma: Fransa’ya (çalışmak veya okumak) her ne sebeple gelirseniz gelin, mutlaka Paris haricindeki şehirlere fırsat tanıyın. Fare deliklerine 2000€ vermeyi mi tercih edersiniz yoksa 100 m2 eve 850€ vermeyi mi? Küçük şehirlerde standardınız çok yüksek olacaktır. Burada tecrübe konuşuyor:)

Güzel haber: Fransa’da kiracılar her sene bir kez ”yer işgal etme vergisi” ödüyordu. Bu ücret, bir aylık kiranın aidat gibi giderlerden muaf, çıplak haliydi. Ama Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron sağolsun bu yasayı kaldırdı ve bizi bu yükten kurtardı.

Kötü haber: Fransa’da evlerin çok büyük kısmı eskidir. Asansör ve yalıtım yoktur, kalorifer iyi ısıtmaz. Nişantaşı ve Beyoğlu’ndaki Fransız özentisi eski binaları hatırlayın işte aynen öyle. Bizim puset, çocuk derken asansörsüz bir binada yaşamamız söz konusu olamazdı ama taşındığımız bina bile 1970lerin sonunda yapılmış. Duvarlar ve tavanlar çatlak dolu… 1999 depremini bilen biri olarak o çatlaklar bazen beni ürkütüyor. Yeni veya tamamen yenilenmiş bina yok mu? Var elbette ama kiralar çok yüksek. Uzun lafın kısası, Avrupalılar’ı ”eskiyi ne güzel korumuşlar, bizim gibi yıkıp yenisini yapmamışlar” diye övmeden önce iki kere düşünmek gerekiyor. Turist olarak konuşmak kolay, peki acaba bu eski evlerde siz kaç gün dayanabilirdiniz? Kendinize dürüst olun 🙂

Fransa’da ev kiralamaya dair gerekli tüm bilgileri verdiğimi düşünüyorum. Fransa’da yaşam hakkında size çok daha fazla bilgi verebilecek başka biri var mı merak ediyorum açıkçası 🙂 Serinin yeni yazısında görüşene dek hoşçakalın.

Fransa’da ehliyet almayı mı düşünüyorsunuz? Öyleyse sizi Fransa’da Nasıl Ehliyet Alınır? yazımı okumaya davet ediyorum 🙂

1 Comment »

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s